Uzun süreli tatillerde koşturarak gezmeye gerek yok. Sabah erkenden uyanıp onlarca mekanı bir güne sığdırmanıza da gerek yok. İşte böyle sakin bir günün sabahı saati hiç umursamayarak neredeyse yarım gün Hellisheidi Jeotermal Santrali‘ni gezdik. Türkçe-Mat nedir bilenler bilir Fen çözmek çok adam atlatırdı. Buna rağmen fizik kesinlikle benim radarıma giremedi. Ancak yaş kemale erince anlaşılıyor ki fizik hayatın ta kendisi. Fizik olmasaydı, dünyanın bir ucunda lavlar ve buzullar arasında, yüzyıllarca yaşamak da mümkün olmazdı! Bu gezimle ilgili ayrıca çok detaylı bir yazı yazacağım.
Eyrarbakki
İzlanda’nın güneydoğu sahilinde rengarenk evlerle dolu minicik bir kasaba.
Hjallparfoss Şelalesi
Burası ülkenin güneydoğusu, başkent Reykjavik’e yakınız. Hjalparfoss’un hemen yanında ülkenin ikinci büyük Hidroelektrik Santrali var. Her şey yolunda, doğa zarar görmemiş, şelalenin akışı bozulmamış. Sessiz ve huzurlu. Sadece 3 turist yağan yağmura, soğuk havaya rağmen makinelerimizle bu sevimli şelalenin tadını çıkardık.
Haifoss Şelalesi
İzlanda’nın ikinci en yüksek şelalesi. Yükseklik 122m. Giderken biraz düşündürdü çünkü İzlanda’da road 1 isimli tüm adayı saran bir tane yol var. En güvenli olan bu yolun haricinde F roadlar var ki iyi bir 4×4’ünüz yoksa ve offroad sürüş tekniklerinden bir haberseniz asla girilmemesi gerekir. Zaten ülkede birçok aracın F Road’lara girmesi yasak. Diğer bir yol türü de gravel road denen çakıl taşlı olanlar. Bizim mıcır misali. Çakıl taşlı yollarda araba kullanmak oldukça kolay ama gravel için özel sigorta yaptırmadığımızdan yanımızdan geçen her heyyula arabanın sıçratacağı taşlar için oldukça korktuk. Haifoss, ana yol dışındaki bir rotada olduğundan dolayı İzlanda’nın nispeten gizli hazinelerinden birisi.
İzlanda’nın batısında Snaefellsness Yarımadası var. 5. günümüzde planımız Snaefellsnes yarımadasına varıp iki gece yarımadada konaklamak. Böylece hesapladığımız tam ada turumuzun doğu ayağını tamamlamış olacağız. Reykjavik’i terk edip batıya doğru yola çıktığımızda ilk geçeceğimiz yol hayatımın ilk fiyordu olacaktı ama meğersem aşağıdaki fotoğraftan da görülebileceği gibi fiyort demek dev buz dağlarının arasında yol almak demek değilmiş.
Deildartunguhver, saniyede 180 litre su üreten dünyanın en büyük termal kaynağı. Su sıcaklığı 100 derece, yer fokurduyor doğal olarak suya yaklaşmak oldukça tehlikeli. Suyun aktığı alanlar duman içinde. Buradan döşenen ve dünyada türünün en uzunu olan 74 km’lik borularla iki şehrin ısınma sorunu taa 1981 yılında modern şekilde çözülmüş. Üstelik bu uzun borulara rağmen dağıtım noktasına ısı kaybı sadece 8 derece.
İzlanda’da gezdiğimiz şelale sayısını unuttuğumuz bir anda kendimizi birbirine çok yakın iki şelalede buluverdik. Bunlardan birisi Hraunfossar diğeri ise 10 adım ötesindeki Barnafoss. Bir vadi düşünün ki boylu boyunca sayısız kaynaktan su aksın. Şelalenin her türlüsünü gördük sanırken İzlanda yine şaşırttı. İzlanda şelaleler ülkesi öyle ki; geçmişinde vatandaşının başına gelen en olağan kazalardan biri şelaleye düşmekmiş, Barnafoss’un ve birçok şelalenin böyle bir hikayesi var.
Gerduberg Bazalt Kayalar doğal bir koruma alanı. Lav akıntılarının soğuması sonucu ortaya çıkan sütunlar ziyaretçisine yine dünya dışı bir görüntü sunuyor. Sıra sıra sütunların en uzunu 14 metre
İzlanda turumun diğer yazıları; İzlanda, Reykjavik, Snaefellsness, Akureyri, Kuzeyden Doğuya, Buzullar, Güneyden Reykjavik’e Dönüş
Yazımın Rotası: Hellisheidi Jeotermal Santral-Eyrarbakki-Hjalparfoss-Haifoss-Deildartunguhver-Gerduberg Bazalt Kayalar-Ytri Tunga Sahili
PaylaşTakip Et!