Kars’a gitmeden önce ne göreceğimi, Kars’ta nerelerin gezileceğini veya nelerin yeneceğini bilmiyordum. Ancak en önemlisi Kars’ın kışından hiç haberdar değildim. Kars gezisini havanın -35 derece olduğu 2014 Şubat ayında gerçekleştirdim. Telefonlarımızın soğuktan işlemez olduğu, üşüten değil acıtan soğuk ile tanıştığımız bu geziye rağmen anladık ki soğukta gezilmez inancı tam bir yalan!
Burası Ani Harabeleri, Çıldır Gölü, yolların uçsuz çayırlarındaki tilkileri, gravyeri, kazı, Baltık mimarisi ile Türkiye’nin doğusundaki sürpriz Kars.
Doğu Ekspresi ile Kars
Kars’a uçak seferi yapılıyor ancak biz gidişimizi Ankara’dan 24 saat sürecek Doğu Ekspresi ile yapmayı tercih ettik. Yataklı tren yolculuğu ile Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Erzurum üzerinden Kars’a gitmek, yıllarca kitaplarda okuduğum Anadolu’nun bozkırını gece gündüz görme fikri zaten Kars’tan daha heyecan vericiydi.
Doğu Ekspresi 18:00’de Ankara Gar’ından kalktı. Yataklı vagonda ranza şeklinde iki yatak, lavabo, askılar, elektrik prizleri, kalorifer, yemek masası, buzdolabı ve giysi dolabı bulunuyor. Tuvaletler ortak kullanım ancak yataklı vagon diğer vagonlardan ayrı olduğu için tuvaletler her zaman temizdi. Çarşaf ve yastık kılıfına gelince, kompartıman görevlisi yataklarımıza temiz çarşaf ve yastık kılıflarını bizzat bıraktı. Uzun yolculukta trenin alkol de bulunan restoran kısmında da bol bol vakit geçirdik. Özetle değeri bilinmeyen bir ulaşım alternatifi olarak ülkemde trenle yolculuk tahminimden daha da güzel başladı.
Trende tıngır tıngır ilerlerken saatlerce uçsuz bucaksız bozkırları, 10-15 haneli köyleri, terkedilmiş eski istasyonları, doğuya yaklaştıkça kar altında kalan toprakları izledim. Gece karanlığında ismini bilmediğim istasyonlarda karların arasında inen köylülerin evlerine varmak için ne kadar yürüyeceklerini anlamaya çalıştım. Pencereden her yeri tarayıp hiçbir yer göremeyince ise gezinin doğu hüznü başladı.
Havariler Kilisesi (Kümbet Cami)
Kars’ın merkezinde yer alan kilise 12 havariyi anma amacıyla yapılmış. Kümbet Cami 11 yüzyıl boyunca 2 kere kilise, 3 kere cami, 1 kere müze olarak kullanılmış. Şu anda cami ancak müzeye döndürülmesi için çalışmalar yapılıyormuş. İçini gezemesek de yıllara meydan okuyan kilise güzel mimarisi ile görülmeye değer.
Kars Kalesi
40 yıl boyunca Rus hakimiyetinde kalan Kars, ızgara modelinde birbirini kesen düzenli sokaklara sahip. 1800’lerden kalan bu şehir planlaması Kars’ı diğer illerden ayrıştıran en güzel özellik. Kars Kale’sinden görülen şehir manzarasında bu nizam daha da güzel anlaşılıyor. Kalenin diğer manzaraları ise yazın yemyeşil olan vadi, eski Rus karargahları ve uzaklardaki Ermenistan dağlık alanları.
Taş Köprü
Yukarıdaki resimde görülen, Kars Çayı üzerinde 16.yy’da yapılmış tarihi köprü. 3 gözlü köprü zamanının ulaşım ve yük taşıma için önemli bir geçiş yoluymuş.
Fethiye Cami
Rus işgali sırasında kilise olarak inşa edilen dikdörtgen yapı zaman içerisinde birbirinden ayrık iki minare eklenerek camiye dönüştürülmüş.
Baltık Mimarisi
Kars’ta Ruslardan kalan Baltık mimarisi halen bazı binalarda görülüyor. Bazalt taştan yapılan iki üç katlı binaların dış cepheleri sütunlarla ya da kabartmalarla süslü. Defterdarlık binası bu binalardan bir tanesi.
Çıplaklı Köyü/Selim İlçesi
Ata sporumuz cirit Kars’ta halen yaşıyor. Selim ilçesinin Çıplaklı Köyü’nde milli ciritçimizin de dahil olduğu küçük bir cirit gösterisi ardından köy evinde soba sıcaklığında çay-büskivi partisi ile yerel yaşama dahil olduk.
Ani Harabeleri
Ani sadece Kars’ın değil hepimizin önemli bir değeri. Ermenistan’la aramızda incecik Arpaçay nehri var yani bir taş atımı uzaklıkta birbirine düşman iki toplum. Milattan önce 5000 yılının izini taşıyan 78 hektarlık koca bir şehrin kalıntıları ise toprağın ortak tarihini yüzümüze vuruyor. Ölüm sessizliğinde bir coğrafya. Türkiye’de gördüğüm ören yerlerinden beni en çok etkileyenlerden birisi Ani Harabeleri.
Kars’a 42 km’lik mesafedeki Ani harabeleri aslında bir orta çağ şehri. Anadolu’ya İpek Yolu’ndan girişteki ilk konaklamalı durak olan şehir aynı zamanda; kilise hamam, saray, kervansaray ve köprülere sahip zengin bir ticaret merkezi olmuş.
4,5 km uzunluğundaki surlarla çevrilmiş olan kentte 7 adet kapı bulunuyor. Bunların en önemlileri; Aslanlı Kapı, Kars Kapısı, Sarnıçlı Kapı.
Yer yer yıkık da olsa Tigran Honents Kilisesi’nde halen renkli freskler görülebilir, Katedral (Fethiye Cami), Abughamrents (Poladoğlu) Kilisesi, Selçuklu kervansarayı (Aziz Arekletos Kilisesi), Aziz Prkitch (Keçel) Kilisesi, Gagik Kilisesi, Genç Kızlar Kilisesi, Rahibeler Manastırı, Ebul Muammeran Cami, Selçuklu Sarayı, Küçük Hamam, Büyük Hamam, İpek Yolu Köprüsü, İç Kale, Bostanlar Deresi Mağaraları, Kaya Kilisesi, Ateşgede Tapınağı, Horomos Kilisesi.
Ani Harabeleri nasıl bir yerdir, kar altında nasıl görünür ve eserlerin özellikleri nelerdir aşağıdaki videomda bulabilirsiniz;
Peynir Müzesi
1800’lü yıllarda Rusya’da yaşayan Malakanlar, haftada sadece iki gün değil her gün süt içmek istedikleri için Ortadoks kilisesinden ayrılmışlar ve bir kısmı Ruslar’ın Kars hükümdarlığı sırasında Kars köylerine yerleşerek peynircilik geleneklerini yörede yaymışlar. Büyük Boğatepe Köyü’nde yer alan eko-müze Zavot ülkemizin ilk peynir müzesi, 1920’li yıllarda kurulan ve sonra yıkılan bir peynir kooperatifinin yeniden hayat bulmasıyla oluşmuş. İçeride geçmiş zamanların peynir yapımında kullanılan aletler yer alıyor.
Çıldır Gölü
Kars gezisini Şubat ayında yapınca Çıldır Gölünü’de ancak donmuş halde görebildik. Koca gölün donması benim için olağandışı bir durum da olsa söylenen o ki halk o kadar alışkın ki araba yollarını kısaltmak için gölün üzerinden sürdükleri bile oluyormuş.
Gölün bir kısmı Kars bir kısmı Ardahan il sınırında yer alıyor. Gezimizde Ardahan sınırı içinde her yıl yapılan Çıldır Kar ve Buz Festivali’ne denk geldik. Donmuş göl üzerinde yapılan festivalde kızakla yarışlar, davullu zurnalı halk oyunları ve kaz satışları yapılıyordu.
Çıldır Gölü’ndeki geleneklerden birisi de donmuş gölü kırarak sarı balık avlamak. Bu taze balıkların tadına göl manzarası eşliğinde Atalay’ın Yeri’nde baktık.
Kars’ta nerede kalınır?
Biz Kent Ani Otel’de kaldık. Dışarısı -16 dereceyken bile otelimiz sıcacık ve tertemizdi.
Kars’ta ne yenir?
Kars denince akla iki şey geliyor; Kars kaşarı ve kurutulmuş kaz eti. Kars kaşarı İstanbul’da satılan sahte kaşarlardan çok daha sert ve yoğun. Kaz etini ise çok fazla sevemedim sert ve lezzetsiz geldi.
Bu turumuzu Tamzara Tur programı ve rehberliğinde yerel halkla evlerinde, hocalarıyla üniversite ziyaretinde bol çay ile gerçekleştirdik.
Gezideki rotam; Kümbet Cami, Kars Kalesi, Fethiye Cami, Taş Köprü, Çıplaklı Köyü, Ani Harabeleri, Boğatepe Köyü, Çıldır Gölü
PaylaşTakip Et!