Akureyri
İzlanda’nın ikinci büyük şehri Akureyri. Adanın tam kuzeyinin orta noktası. O kadar büyük ki üniversitesi var ve nüfusu 20 bin. Günlerce Snaefellsnes Yarımadası’nda koyunlar ve atlar eşliğinde dolaştıktan sonra Akureyri bana İstanbul gibi metropol geldi. Önemli bir liman ve balıkçı merkezi olan şehir aynı zamanda 2. Dünya Savaşı’nın hava üslerinden biri olduğu için gelişmiş.
Akureyri göçmenlik konusunda da olumlu bir politika izliyor, 2003 yılında 23 Yugoslav’ın ilticasına izin verilmiş. Önümüzdeki iki yıl içinde 50 göçmenin daha yerleşmesine izin verilecek. Lübnan’daki Suriyeli kamplarından alınması planlanan göçmenler arasında öncelik; kadınların, hastaların ve eşcinsellerin olacak. Kendilerine İzlanda’da yaşamının zor ve kolay yönlerini gösteren bir video ile ön bilgilendirme yapılması planlanıyor.
Burası Akureyri Public and Botanic Park yani İzlanda’da görüp görülebilecek ender yeşilliklerden biri. Lav, basalt derken ilk kez böyle farklı bir iklime rastladık. Burası İzlanda için çok önemli çünkü İzlanda ikliminde yetişebilecek tüm bitkiler burada inceleniyor ve tohumlandırılıyor. Belediye tarafından, 1920’den beri 3 defa büyültülerek korunmuş ve korunmaya devam ediliyor.
İzlanda turumun diğer yazıları; İzlanda, Reykjavik, Snaefellsness’e Gidiş, Snaefellsness, Kuzeyden Doğuya, Buzullar, Güneyden Reykjavik’e Dönüş
Yazıdaki rotam; Akureyri şehir merkezi, Akureyri Backpackers Hostel, Akureyri Kilisesi, Botanik Bahçesi ve Akureyri’nin rengarenk sokakları
PaylaşTakip Et!