Gezgin kendi şansıyla gezer. Viyana’da beni güneş bekliyordu. Işıklı bir gezi ne kadar kötü olabilir ki? Üstelik bu yer Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun kalelerinden, günümüzün sanat merkezlerinden birisi olan Viyana olunca.
Stadtpark
Bir şehrin haritasına bakınca yeşiller görmek çok tanıdığımız bir duygu değil ancak gidince o yeşiller anlam kazanıyor. Viyana’da eviniz nerede olursa olsun yakınlarında bir yerlerde çocuğunuzu gezdireceğiniz, nefes alacağınız güzel bir park bulunuyor. Stadtpark şehrin içinde bulunan bu parkların en büyüklerinden bir tanesi.
Hundertwasser Evleri
Çevresindeki diğer apartmanlardan tasarımı ile bir anda ayrılan rengarenk evler Avusturyalı sanatçı Hundertwasser tarafından yapılmış. Rengarenk, yamuk, yamalı tasarımı ile İspanyol sanatçı Gaudi’yi epey andırıyor. Keza Hundertwasser, Gaudi sonrası sanatçılardan birisi ve kendisinden etkilendiği oldukça açık. Halen kullanılan Hundertwasser evlerinin terasları yeşillikler içerisinde, girişlerine ise küçük tepecikler yapılmış.
Mozarthaus
Mozart’ın 28-31 yaşları arasında yaşadığı ev şu anda müzeye dönüştürülmüş. İlk başta boş bir gezi olacağını düşünmüştüm ancak evin içi o kadar güzel dekore edilmiş ve Mozart hakkında o kadar detaylı anlatımlar yapılıyor ki buraya en az 1 saat ayrılmalı. Üstelik buradaki audio guide hizmeti çok başarılı. Önünden hızlıca geçeceğim basit bir vitrinin bile Mozart’ın hayatının hangi kesitinden bahsettiğini öğrenebildim.
St. Stephan Katedrali
St. Stephan Katedrali bir turist için Viyana’nın tam merkezi. Otel ve restoran seçimleri St. Stephan Katedrali merkez alınarak planlanabilir.
Aktif olarak dini ibadet için halen kullanılan bir katedral ve her gotik katedral gibi dışı içinden daha güzel. Bazı kısımlarına ücretli giriliyor ancak ana bina ücretsiz gezilebilir. Kulesine çıkış ise ücretli ve asansörsüz. Gezinin bu kısmı pek hamile dostu sayılmazdı.
Veba Sütunu
1679 yılındaki veba salgınından ancak 14 yıl sonra 6 mimarın farklı tasarımları ile sonlanan Viyana’nın en ünlü anıtlarından birisi. Mermer sütunun üzerindeki melek figürleri barok tarzdadır. Anıt, St. Stephan Katedrali’nin hemen karşısındaki Graben caddesinin ortasında dikili.
St. Peter’s Kilisesi
Son gece kapanmasına yakın girdiğimiz bu kiliseyi gezmezsek büyük kayıp olurmuş. İçindeki detaylar o kadar şaşalı ki gördüğümüz dışı şahane için yalın tüm gotik kiliselerin önüne geçti.
Kubbesindeki ve duvarlarındaki barok süslemeler ile altın varaklı heykeller içeri geleni dakikalarca tutmaya yetecek kadar detay sunuyor.
Müzik Evi
Viyana’da gitmesek de olurmuş dediğimiz tek yer müzik evi oldu. Gezdiğimiz onca saray ve müze ile karşılaştırınca verilen bilgilerin sunumu bize çok sığ geldi. Ses bilimini anlatan teknoloji çok eski kalmış. Çocukları eğlendirmek için bazı aktiviteler var ama büyüklere asla öneremem.
Schönbrunn Sarayı
Viyana’da mutlaka gezilmesi gereken bir yer varsa işte orası Schönbrunn Sarayı. Türkçe audio guide ile gezilebiliyor. Burası Roma İmparatorluğu’nu oluşturan birçok hanedanlardan kral seçilebilen tek hanedanlık olan Habsburg hanedanlığının 70 hektarlık yazlık sarayı. Fransa’daki Versay Sarayı’na özenilerek yapılan sarayın bahçesi aslında bir av alanı olarak kullanılmış. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun en uzun süreli kralı olan Franz Joseph bir müddet bu sarayda yaşamış. Karısı sisi lakaplı Elisabeth. Büyük tur sayılan grand tur ile 1441 odadan oluşan sarayın sadece 40 odası gezilebiliyor ancak 40 odasını bile gezmek yaklaşık 3 saat alıyor. 1441 oda sadece kraliyetin önemli isimlerini değil, nedereyse 3000 kişilik imparatorluk mensuplarının da eviymiş. Saray gezisinin çoğu Franz Joseph ve karısı Elizabeth’in yaşamlarını anlatıyor. Sarayın ihtişamı, döşemeleri, içerisinde yaşayanların gündelik hayatları kesinlikle görülmeye ve öğrenmeye değer. Üstelik Saray yakın tarihte önemli konuklar ağırlamış; 1961 yılında Kennedy henüz seçilmişken Rusya devlet başkanı Khrushchev ile Doğu Almanya üzerine uygulanan yaptırımları Schönbrunn Sarayı’nda görüşmüşler ancak görüşme oldukça gergin geçmiş ve sonucunda Berlin duvarı örülmüş.
Belvedere Sarayı
Savoy prensi Eugen’in 1745 yılında yaptırdığı bir saray. Şu anda müze olarak kullanılmakta. Üst kat ve alt kat için ayrı biletler satılıyor. Belvedere Sarayı’nın üst katında Monet, Renoir gibi neoklasik, empresyonist, romantik ve realistik akımlardan eserler, alt katında ise Gustave Klimt, Egon Schiele gibi daha modern sanatçıların eserleri yer alıyor. Çoğu kişi Klimt’in meşhur öpücük tablosunu görmek için sadece alt katı geziyor ancak ben kronolojik olarak sanat akımlarını çok güzel sergileyen üst katı da tavsiye ederim.
MUMOK (Modern Sanatlar Müzesi)
MUMOK, Museum Quartier’de bulunuyor. Burası birçok müzenin olduğu büyük bir alan. Merkezdeki St. Stefan Katedralinden yürüyerek 20 dakikalık mesafede. İstanbul’da İstanbul Modern’den başka modern sanat gezme şansımız olmadığı için yurt dışında modern sanatlar müzelerine genelde giriyoruz. İlk Amerika’da gezdiğimde insanların sınırlarını ne kadar aştıklarına hayret etmiştim bundan dolayı artık içeride beni neyin beklediğini tahmin edebiliyorum. MUMOK’daki sergi tabular üzerineydi ve bir kez daha modern sanat beni şaşırttı. İçeride çok geniş bir sergi alanı var sıkışıklık olmadan rahatlıkla gezilebiliyor.
Leopold Müzesi
Avusturya’nın en değerli sanatçılarından Egon Schiele’in kısacık ömründe yaptığı birçok çalışmanın görülebileceği harika bir müze. Yine sesli rehberle Egon Schiel’in hayatının tüm detaylarını tablolarındaki dışavurumla anlayarak dinlemek çok keyifliydi ancak gezinin sonundaki video odasında Leopold Vakfının Başkanı olan hanım zaten tabloları çok detaylı olarak anlatmakta sadece biraz uzun sürüyor. Egon Schiele haricinde 20. yy diğer ekspresyonist ressamları Oscar Kokoschka ve Max Oppenheimer’ın da eserleri görülebilir. Eğer kısıtlı vakitle müzeler bölgesi geziliyorsa Leopold Müzesi bence en iyisi.
Hofburg Sarayı
Viyana’nın gezilebilecek diğer güzel bir sarayı Hofburg. İçerisinde saray gezisi, gümüş koleksiyonu ve Sisi (Kraliçe Elizabeth) müzesi bulunuyor. Parçalı bilet alınabilir ancak biz sesli rehberle her yeri gezdik. Hofburg Sarayı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun padişahlarının kışlık sarayıdır.
Müzenin girişinde ilk olarak gümüş koleksiyonunu sesli rehberle gezince gümüş takımlarının özelliklerini, peçete katlama tekniklerini, hangi padişahın ne zaman kullandığını ve gördüğümüz takımları kimlerin hediye ettiğini detaylı olarak dinledik. Hofburg sarayının içinde ise İhtişamlı büyük odalar aynı Schönbrunn Sarayı gibi etkileyici bir tarihsel hava koklatıyor. Bu komplekste son olarak Sisi Müzesi geziliyor. Kraliçe Elizabeth’in doğumundan öldürülmesine kadar tüm hayatı günlüklerinden notlarla birlikte; kıyafetleri, seyahatleri, kocasıyla ilişkisi detaylı olarak anlatılıyor. Hofburg Sarayı aslında yapı olarak tüm Müzeler Bölgesini de kapsayan dev bir alandan oluşuyor ancak günümüzde diğer yapılar müze veya başka bir işlev kazandığından Saray sınırları daha kısıtlıymış gibi görünüyor.
Kelebek Müzesi
Hofburg Sarayı’nın arkasındaki müzeyi ilk gördüğümüzde girip girmemekte tereddüt ettik çünkü Kamboçyada’da kelebek müzesi gezmiştik ancak içindeki rengarenk kelebekleri gördükten sonra hiç pişman olmadık. Çok büyük olmamasına rağmen yaklaşık 40 dakikalık bir mola için gezilmeye değer bence.
Naschmarkt Pazarı
Gezdiğim ülkelerde büyük marketlere veya pazarlarına bir girip havayı koklamayı severim. Naschmarkt da rengarenk tezgahları ile keyifle gezilebilecek bir pazar. Genelde göçmenlerin tezgahlarından oluştuğu için baklava, yeşil zeytin gibi satılan ürünleri çok yakından tanıyoruz. Pazar boyunca birşeyler atıştırabilecek minik restoranlar da bulunmakta.
Anker Saati
Anker Sigorta firmasının yaptırdığı köprü biçimindeki saatin önünde görülen insan figürü 60 dakikada bir değişiyor. Başka bir deyişle dakika kadranı saat başı Avusturya tarihinin 12 önemli şahsiyeti ile değişiyor. Değişik tasarımı için görülmeye değer.
Donaupark
Tuna nehrinin sel baskınlarına karşı yapılan bir proje sonucu ortaya çıkan Donaupark ve bölgesi anladığım kadarıyla yazın Viyana’nın popüler sahillerinden birisi oluyor. Mart ayında sahili kapsayan kısım tamamen kapalıydı ve giriş yasaktı ancak Donaupark’da yürüyüş yaparak yerel hayata karışma imkanı bulduk. Burası aynı zamanda şehrin ticari bölgesi ancak park ve yüksek binalar o kadar keskin bir kırılımla ayrılıyor ki yeşil dünyadan bir anda gri dünyaya geçiş tam bir film karesi gibi. Umarım bir gün biz de parklarda çocuklarımızla ördek besleriz. Üzüntü ve muz kabuğu…
Belediye Binası
Biz gittiğimizde önünde bir çalışma olduğu için tam gezemedik ancak Viyana Belediye Binası’nın özelliği önündeki alanın kışın halka açık buz pistine dönüştürülmesi.
Burgtheater
Viyana’nın ikinci en eski tiyatrosu. Almanca tiyatro izlemek için doğru yer sanırım!
Parlamento Binası
Tarihçesi çok eskilere dayanan Parlemonto Binası, birinci dünya savaşından önce halen imparatorluk varken, liberallerin simgesi olarak inşa edilmiş. Antik görünümlü olmasının nedeni ise demokrasinin simgesi Yunan ve Roma tarihine göndermedir.
Viyana’da nerede kalınır?
Haritaya bakınca St. Stefan Katedralini içine alan bir çember görünüyor. İşte bu çemberin içi ve hemen dışında herhangi bir yer Viyana gezisi için ideal lokasyon. Biz meşhur şinitzelci Figlmüller’in yakınlarında temiz odaları ve çok güzel kahvaltı servisi olan Karntnerhof Hotel’de kaldık.
Viyana’da ne yenir?
Anker Wien: Şehrin bazı yerlerindeki bu cafe bir mola ve atıştırmalık için ideal.
Güzel Sanatlar Akademisi Kantini: Müzeler Bölgesine çok yakın olan akademinin kafeteryasında çok uygun fiyata büyük porsiyonlu yemekler yenebilir. Kafeteryada akademinin öğrencilerinin ve hocalarının arasına karışmak da ayrı bir keyif.
Demel Pastanesi: Viyana’da iki tane meşhur pastane var. Birisi Demel diğeri Cafe Zaher. Viyana’ya özel zaher tatlısının isim hakkı yıllardır bu ikisi arasında mahkeme konusuymuş ancak davayı Zaher pastanesi kazanmış. Kimilerine göre Demel Viyana’nın en güzel pastanesi. Ben ikisine de gittim Demel’in masalarını daha hamile dostu buldum. Tatlı yemek isterseniz önce masanızı belirleyip sonra girişteki büfeden yazdırıyorsunuz ve garson masanıza getiriyor.
Figlmüller: Burası Viyana şinitzeli dendiğinde tüm turistlerin akın ettiği tek yer. Hemen katedrale yakın bir yerde yan yana iki dükkanları bulunuyor. Domuz, et veya tavuk şinitzel yenilebilir. Aslında et şinitzel orjinal Viyana şinitzeli ancak Figlmüller’in özeli ve bence daha lezzetlisi domuz şinitzel. Şinitzelin yanında sipariş edeceğiniz ekstra patates muhteşem lezzetli, özelliği balkabağı çekirdeği yağının kullanılması. Bundan dolayı hafif tatlı bir sosu var.
Gasthaus Pöschl: Viyana’da Figlmüller gibi turistik bir yerden kaçıp şinitzel yemek için ikinci bir restoran arandığında gidilebilecek yegane yer Gasthaus Pöschl olmalı. Şinitzeli sadece etten yapıyorlar ve Figlmüller kadar lezzetli. Patatesi ise Figlmüller’den daha lezzetli ve ekstra sipariş edilmiyor, şinitzelin yanında geliyor.
Palmenhaus: Hofburg Sarayı’nın hemen yakınındaki Palmenhaus aslında bir sera. İçinde dev bitkilerin olduğu sera, çok keyifli bir restorana dönüştürülmüş. Fiyatları çok uygun olmamakla birlikte sera-restoran deneyimi için oldukça güzel bir yer.
Sacher Pastanesi: Sacher Oteli’nin alt katındaki pastane Viyana’nın Figlmüller’den sonra en popüler mekanlarından birisi. Meşhur sacher tatlısı denemek için buraya girdik ancak hem bar sandayeleri hamile dostu değildi hem de sacher tatlısı arasındaki karamel ile çok ağır olduğu için fazla abartıldığını düşünüyorum. Üstelik bildiğiniz turist kazığı bir yer; bir su, bir kahve, bir sacher tatlısı 50 TL üstüne tuvalet ücretli.
Pho Saigon: Viyana’daki beş gecemizin beş öğününü Pho Saigon’da yedik. Vietnam’dan geldiğimizden beri böylesine güzel Vietnam yemekleri yememiştik. İstanbul’da şinitzel var ancak Vietnam mutfağı yok. Pho Saigon’da öğlenleri 9 euroluk menü ile çorba, et ve tatlı yedik, akşamları ise Vietnam usulü çorba olan Pho. Ayrıca sebzeden yapılan kızarmış spring roll veya karidesli spring roll şahaneydi.
Viyana’da gezilecek yerler için uzak noktaları işaretledim; Donau Park, Hundertwasser Evleri, Stadtpark, Belvedere Sarayı, Naschmarkt, Schönbrunn Sarayı, Leopold Müzesi, Burgthater ve merkez olan Aziz Stephan Katedrali. Yazımdaki diğer yerler çemberin içinde, birbirine yakın mesafelerdir. Viyana’da konaklama Hotel Kärntnerhof.
PaylaşTakip Et!
Super yazi ve tavsiye. Pho saigon’a dogruyol aliyorum su an. Elinize biletinize saglik. Fotofraflarinizda sahane…
Belki bir oneri / istek olarak, siteye arama butonu koyabilrsiniz.
Merhaba teşekkürler, Viyana’da şinitzel yemeyen bir de siz varsınız sanırım:)
Süper bir derleme olmuş. Elinize sağlık..
teşekkür ederim beğenmenize sevindim
Der Kuss yukarı Belvederede bulunuyor aşağıda değil. Yazınızda aşağıda olduğunu belirtmişsiniz.
Zaher tatlısı nedir onu da anlamadım.
merhaba,
Zaher ;sachertorte tatlısı, zaher ismiyle yazmayı tercih ettim. Der Kuss sorunuzu tam anlayamadım o nedenle buraya yanlış birşey yazmayayım.
sevgiler.